Cinefil dergisi adını, eleştirmen Serge Daney’in cinephile (sinefil) ve ciné-fils (sine-çocuk) arasında yaptığı bir kelime oyunundan alıyor: “Bir sinefil, ciné-fils, sinema çocuğu olmalıydım, şu ya da bu filmde pek çok kez mitolojik olarak yeniden doğmak için...”
Dergi, Volker Schlöndorf, Wim Wenders, Mike Leigh, Catherine Breillat gibi ünlü yönetmenlerle yapılmış söyleşilere yer veriyor. Tadımlık olarak sinema ve politika üzerine konuşan Ken Loach’a kulak verelim:
Sinema sinemadır. Siyasi bir hareket değil. Bir film en fazla bir soru sorabilir ya da alternatif bir bakış açısı sunabilir. Ancak, sinema salonun dışında bir şeyler yapabilmek için, bir siyasi harekete ihtiyacınız olacaktır. Örgütlenmiş, liderliği olan, yaptığı sağlam çözümlemelerle güçleri harekete geçirebilen, bu sayede de değişim yaratabilen bir siyasi harekete... Amerikan solunun kullandığı eski sloganı hatırlayın: “ajite et, eğit ve örgütle”. Ehh, film belki insanları bir parça ajite eder. Ama ne eğitebilir ne de örgütlenmelerini sağlar. Öyleyse bırakın da insanları ajite etmek için ne gerekiyorsa yapalım. Ama sizler de sinema salonunda çıkınca allahaşkına örgütlenin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder