29 Nisan 2007 Pazar

Havalar nasıl olursa olsun


Geçtiğimiz günlerde Meteor FM’de “Haftanın Konuğu” programında meteoroloji uzmanı Mehmet Yayvan’ın konuğu oldum. Ağırlıklı olarak Türkiye’de sinemanın durumundan ve televizyon dizilerinden konuştuk. Program öncesi konuşmalarda konu meteoroloji ve sinema ilişkisine geldi.

Bu konuda ilk akla gelen küresel ısınma konulu filmler oluyor: Bir tarafta An Inconvenient Truth (Uygunsuz Gerçek) (Davis Guggenheim, 2006) gibi belgeseller, diğer tarafta ise The Day After Tomorrow (Yarından Sonra) (Roland Emmerich, 2004) gibi ısınmanın yol açacağı sonuçları gösteren felaket filmleri var.

Bir de karekterleri arasında hava durumu sunucusu olan filmler var ki, neredeyse ayrı bir tür oluşturabilir. Benim aklıma üç film geldi:
Groundhog Day (Yarın Aslında Dündü) (Harold Ramis, 1993)
To Die For (Sonsuz İhtiras) (Gus van Sant, 1995)
The Weather Man (Fırtınalı Hayatlar) (Gore Verbinski, 2005)

Bill Murray, Nicole Kidman ve Nicholas Cage hava durumu sunucusu olduğu bu filmler, belki de bir retrospektif altında bir araya getirilebilir.

Bir de bir zamanlar televizyonda hava durumu sunuculuğu yapan Hülya Uğur’un tahminlerin sonunda kullandığı bir slogan vardı: “Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun”. Bu da ayrı bir film konusu olurdu.

Hiç yorum yok: